SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

İHSAR VE CEZA-İ’S-SAYD

<< 864 >>

باب: لا يشير المحرم إلى الصيد لكي يصطاده الحلال.

5- İhramlı Kişi, İhramsız Olanın Avlaması İçin Av Hayvanına İşarette Bulunamaz

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا أبو عوانة: حدثنا عثمان، وهو ابن موهب، قال: أخبرني عبد الله بن أبي قتادة: أن أباه أخبره:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم خرج حاجا، فخرجوا معه، فصرف طائفة منهم فيهم أبو قتادة، فقال: (خذوا ساحل البحر حتى نلتقي). فأخذوا ساحل البحر، فلما انصرفوا، أحرموا كلهم إلا أبا قتادة لم يحرم، فبينما هم يسيرون إذ رأوا حمر وحش، فحمل أبو قتادة على الحمر فعقر منها أتانا، فنزلوا فأكلوا من لحمها، وقالوا: أنأكل لحم صيد ونحن محرمون؟ فحملنا ما بقي من لحم الأتان، فلما أتوا رسول الله صلى الله عليه وسلم قالوا: يا رسول الله، إنا كنا أحرمنا، وقد كان أبو قتادة لم يحرم، فرأينا حمر وحش فحمل عليها أبو قتادة فعقر منها أتانا، فنزلنا فأكلنا من لحمها، ثم قلنا: أنأكل لحم صيد ونحن محرمون؟ فحملنا ما بقي من لحمها. قال: (أمنكم أحد أمره أن يحمل عليها أو أشار إليها). قالوا: لا، قال: (فكلوا ما بقي من لحمها).

 

[-1824-] Ebu Katade'nin oğlu Abdullah babasından şunu aktarmıştır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hac yapmak için yola çıktı. Ashabı da onunla birlikte çıktılar. Ebu Katade'nin de içinde bulunduğu bir grup topluluktan koptular. Ebu Katade "Resulullah'a kavuşmak için deniz sahiline doğru gidelim" dedi. Arkadaşları da deniz sahiline doğru yöneldiler. Yola çıkınca Ebu Katade dışındakiler ihrama girdi, o girmedi. İlerlerken yolda vahşi eşekler gördüler. Ebu Katade sürüye doğru hamle yaparak birini avladı. Arkadaşları bineklerinden inerek onun etinden yediler. Sonra da "ihramli iken av hayvanı mı yiyoruz?" dediler.

 

(Ebu Katade dedi ki); Eşekten geriye kalan eti yanımızda taşıdık. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına varınca şöyle dediler: "Ey Allah'ın Resulü! Biz ihramlı idik, Ebu Katade ise ihramlı değildi. Vahşi bir eşek sürüsü gördük. Ebu Katade sürüye hamle yaparak birini avladı. Biz de bineklerimizden inerek onun etinden yedik. Sonra da: İhramlı iken av hayvanı mı yiyoruz? dedik. Geriye kalan eti de yanımızda getirdik".

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: 'İçinizden herhangi biri ona (Ebu Katade'ye) saldırmasını emretti mi, yahut işarette bulundu mu?" Oradakiler: Hayır, dediler.

 

Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyleyse etin geriye kalan kısmını da yiyiniz" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Buhari, ihramlının av hayvanına işaret etmesinin haram olduğunu belirtmek istemiş, bunun cezayı gerektirmesi meselesine ise değinmemiştir. Bu konu alimler arasında ihtilaflıdır.

 

Alimler, avlanması için av hayvanına işarette bulunmak veya işaret dışındaki yollarla hayvanı göstermenin haram olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Ancak Ebu Hanife bunu "avlanmanın ancak kendisi ile gerçekleşebildiği işaret" ile kayıtlamıştır.

 

İhramlının, Hayvanın Avlanmasına Katkıda Bulunması Durumunda Karşılaşacağı Ceza: Alimler şu konuda ihtilaf etmişlerdir: İhramlı bir kişi, ihramsız bir kişiye av hayvanını işaret vb. yollarla gösterse yahut avlanmasına yardım etse ceza gerekli olur mu?

 

a- Kufeliler (Hanefîler), Ahmed İbn Hanbel ve İshak "ihramlı kişi avın değerini tazmin eder" demişlerdir.

 

b- Malik ve Şafiî "ihramsızın ihramsız bir kimseye harem bölgesindeki avı göstermesi durumunda olduğu gibi burada da tazmin söz konusu değildir" görüşünü savunarak şöyle demişlerdir: Yukarıdaki hadis tazmine delil teşkil etmez. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yardım veya işaretin söz konusu olup olmadığını sorması, o avın etini yemenin helal olup olmadığını belirtmek içindi. Bu hadiste ceza konusuna temas edilmemiştir.

 

Muvaffakuddİn (İbn Kudame) bunun Hz. AH ve İbn Abbas'ın görüşü olduğunu belirterek delil getirmiştir. Ancak Hz. Ali'den sahih yolla gelmesi itiraza açıktır.

 

Bu görüşte olanların bir diğer delili de şudur: Hayvanı avlayan kişi, hayvanı gösteren kişiden bağımsız olarak kendi iradesiyle ve tek başına hayvanı öldürmüştür. Bu şuna benzer: Bir kimse ihramlı yahut oruçlu olan bir erkeğe bir kadını gösterse, erkek de o kadın ile cinsel ilişkide bulunsa, kadını gösteren kişi bu hareketi İle günahkar olur, ancak kendisine kefaret gerekmediği gibi bu göstermesi ile orucu da bozulmuş olmaz.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- İhramlı bir kimsenin, ihramsız olan şahsın av yapmasını ve kendisinin de bu sayede ondan yemeyi temenni etmesi ihramına zarar vermez.

 

2- İhramlı olmayan kişi kendisi için hayvan avladığında ihramlı kişi bu avdan yiyebilir.

3- Arkadaşlardan bir şey istemek ve hediye kabul etmek caizdir.

 

Kadı Iyad şöyle demiştir: Bana göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o av hayvanından yiyenlerin gönlünü yatıştırmak için Ebu Katade'den et istemiştir. Böylelikle bunun caiz olduğunu hem söz hem de fiille açıklamak suretiyle, onlarda meydana gelen şüpheyi gidermek istemiştir.

 

4- Ata isim vermek (caizdir). Buhari eşeği de buna kıyas etmiş ve Cihad bölümünde konu başlığına bu ismi vermiştir.

 

İbnü'l-Arabî şöyle der: Alimler, idrak etmese ve çağrıldığında cevap vermese bile akıl sahibi olmayan varlıklara isim vermenin caiz olduğunu söylemişlerdir. Üstelik bazı hayvanlar belirli bir ismi duya duya, o isim söylendiğinde zamanla onu diğer isimlerden ayırır.

 

5- Yol arkadaşlarından; saygı duyulan veya bereketi umulan yahut da söz konusu mesele ile ilgili hüküm vermesi beklenen kişi gaip olduğunda yani hazır olmadığında onun payı kendisine verilmek üzere saklanır.

 

6- Devlet başkanı, bir yarar söz konusu olduğunda kendisine bağlı kimseleri bölüklere ayırabilir.

7- Savaşlarda casus kullanmak caizdir.

 

8- Gerek yakın gerekse uzakta bulunan kimselerden bir şahsa selam götür­mek caizdir. Bu hadis, kendisine selam verilen kimsenin buna karşılık vermeyi terk edebileceğini göstermez. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem selama karşılık vermiş olmakla birlikte, bu husus hadiste yer almış olmayabilir. Hadiste bunu reddeden bir durum yoktur.

 

9- Av hayvanını öldürmek onu boğazlamak yerine geçer.

10- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde sahabenin ictihadda bulun­ması caizdir. İbnü'l-Arabî şöyle demiştir: Bu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bulun­duğu bir yerde ictihadda bulunmak değil, ona yakın bir yerde iken ictihadda bulunmadır.

 

11-  İki müctehid, ictihadları sonucunda farklı hükümlere ulaşsalar bile her biri kendi ulaştığı hükümle amel eder. Hiçbirisi bu sebeple kınanamaz. Çünkü hadiste "bunu yapmamız eleştirilmedi" denilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki bu hayvanı yiyen, hayvanın aslen mubah olmasından hareket etmiş, yemekten uzak duran da sonradan meydana gelen durum, yani ihramdan hareket etmiştir.

 

12-  Deliller çeliştiğinde nassa başvurulur.

13- Av esnasında atı mahmuzlamak,

14- Tümsek mekanlarda av yapmak,

15- Atlı kimselerden av sırasında yardım istemek,

16- Yolculuk sırasında yanında azık taşımak,

17- Yolculuk sırasında dostlara ve yol arkadaşlarına yumuşak davranmak,

18- Hükmü hikmeti ile birlikte açıklamak caizdir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Bu, Allah'ın size yedirdiği bir yiyecektir" sözü bunu gösterir.

 

Ek bilgi: İhramlının av hayvanını avlaması caiz değildir. Ancak hayvan saldırıda bulunur da kendini korumak için öldürürse bu caiz olur. Bu durumda kendisine tazmin gerekmez.