باب: لا يشير
المحرم إلى
الصيد لكي
يصطاده الحلال.
5- İhramlı Kişi, İhramsız Olanın Avlaması İçin Av Hayvanına
İşarette Bulunamaz
حدثنا
موسى بن
إسماعيل:
حدثنا أبو
عوانة: حدثنا
عثمان، وهو
ابن موهب، قال:
أخبرني عبد
الله بن أبي
قتادة: أن
أباه أخبره:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خرج
حاجا، فخرجوا
معه، فصرف
طائفة منهم
فيهم أبو
قتادة، فقال:
(خذوا ساحل
البحر حتى
نلتقي).
فأخذوا ساحل البحر،
فلما
انصرفوا،
أحرموا كلهم
إلا أبا قتادة
لم يحرم،
فبينما هم
يسيرون إذ
رأوا حمر وحش،
فحمل أبو
قتادة على
الحمر فعقر
منها أتانا،
فنزلوا
فأكلوا من
لحمها، وقالوا:
أنأكل لحم صيد
ونحن محرمون؟
فحملنا ما بقي
من لحم
الأتان، فلما
أتوا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قالوا: يا
رسول الله،
إنا كنا أحرمنا،
وقد كان أبو
قتادة لم
يحرم، فرأينا
حمر وحش فحمل
عليها أبو
قتادة فعقر
منها أتانا،
فنزلنا
فأكلنا من
لحمها، ثم
قلنا: أنأكل لحم
صيد ونحن
محرمون؟
فحملنا ما بقي
من لحمها. قال:
(أمنكم أحد
أمره أن يحمل
عليها أو أشار
إليها). قالوا:
لا، قال:
(فكلوا ما بقي
من لحمها).
[-1824-] Ebu Katade'nin oğlu Abdullah babasından şunu aktarmıştır: Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem hac yapmak için yola çıktı. Ashabı da onunla
birlikte çıktılar. Ebu Katade'nin de içinde bulunduğu bir grup topluluktan
koptular. Ebu Katade "Resulullah'a kavuşmak için deniz sahiline doğru
gidelim" dedi. Arkadaşları da deniz sahiline doğru yöneldiler. Yola
çıkınca Ebu Katade dışındakiler ihrama girdi, o girmedi. İlerlerken yolda vahşi
eşekler gördüler. Ebu Katade sürüye doğru hamle yaparak birini avladı.
Arkadaşları bineklerinden inerek onun etinden yediler. Sonra da "ihramli
iken av hayvanı mı yiyoruz?" dediler.
(Ebu Katade dedi ki); Eşekten geriye kalan eti yanımızda taşıdık.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına varınca şöyle dediler: "Ey
Allah'ın Resulü! Biz ihramlı idik, Ebu Katade ise ihramlı değildi. Vahşi bir
eşek sürüsü gördük. Ebu Katade sürüye hamle yaparak birini avladı. Biz de
bineklerimizden inerek onun etinden yedik. Sonra da: İhramlı iken av hayvanı mı
yiyoruz? dedik. Geriye kalan eti de yanımızda getirdik".
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: 'İçinizden
herhangi biri ona (Ebu Katade'ye) saldırmasını emretti mi, yahut işarette
bulundu mu?" Oradakiler: Hayır, dediler.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Öyleyse etin
geriye kalan kısmını da yiyiniz" buyurdu.
AÇIKLAMA: Buhari, ihramlının av hayvanına işaret
etmesinin haram olduğunu belirtmek istemiş, bunun cezayı gerektirmesi
meselesine ise değinmemiştir. Bu konu alimler arasında ihtilaflıdır.
Alimler, avlanması için av hayvanına işarette bulunmak veya
işaret dışındaki yollarla hayvanı göstermenin haram olduğu konusunda ittifak
etmişlerdir. Ancak Ebu Hanife bunu "avlanmanın ancak kendisi ile
gerçekleşebildiği işaret" ile kayıtlamıştır.
İhramlının, Hayvanın Avlanmasına Katkıda Bulunması Durumunda
Karşılaşacağı Ceza: Alimler şu konuda ihtilaf etmişlerdir: İhramlı bir kişi,
ihramsız bir kişiye av hayvanını işaret vb. yollarla gösterse yahut avlanmasına
yardım etse ceza gerekli olur mu?
a- Kufeliler (Hanefîler), Ahmed İbn Hanbel ve İshak
"ihramlı kişi avın değerini tazmin eder" demişlerdir.
b- Malik ve Şafiî "ihramsızın ihramsız bir kimseye harem
bölgesindeki avı göstermesi durumunda olduğu gibi burada da tazmin söz konusu
değildir" görüşünü savunarak şöyle demişlerdir: Yukarıdaki hadis tazmine
delil teşkil etmez. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yardım veya
işaretin söz konusu olup olmadığını sorması, o avın etini yemenin helal olup
olmadığını belirtmek içindi. Bu hadiste ceza konusuna temas edilmemiştir.
Muvaffakuddİn (İbn Kudame) bunun Hz. AH ve İbn Abbas'ın görüşü
olduğunu belirterek delil getirmiştir. Ancak Hz. Ali'den sahih yolla gelmesi
itiraza açıktır.
Bu görüşte olanların bir diğer delili de şudur: Hayvanı avlayan
kişi, hayvanı gösteren kişiden bağımsız olarak kendi iradesiyle ve tek başına
hayvanı öldürmüştür. Bu şuna benzer: Bir kimse ihramlı yahut oruçlu olan bir
erkeğe bir kadını gösterse, erkek de o kadın ile cinsel ilişkide bulunsa,
kadını gösteren kişi bu hareketi İle günahkar olur, ancak kendisine kefaret
gerekmediği gibi bu göstermesi ile orucu da bozulmuş olmaz.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- İhramlı bir kimsenin, ihramsız olan şahsın av yapmasını ve
kendisinin de bu sayede ondan yemeyi temenni etmesi ihramına zarar vermez.
2- İhramlı olmayan kişi kendisi için hayvan avladığında ihramlı
kişi bu avdan yiyebilir.
3- Arkadaşlardan bir şey istemek ve hediye kabul etmek caizdir.
Kadı Iyad şöyle demiştir: Bana göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, o av hayvanından yiyenlerin gönlünü yatıştırmak için Ebu Katade'den et
istemiştir. Böylelikle bunun caiz olduğunu hem söz hem de fiille açıklamak
suretiyle, onlarda meydana gelen şüpheyi gidermek istemiştir.
4- Ata isim vermek (caizdir). Buhari eşeği de buna kıyas etmiş
ve Cihad bölümünde konu başlığına bu ismi vermiştir.
İbnü'l-Arabî şöyle der: Alimler, idrak etmese ve çağrıldığında
cevap vermese bile akıl sahibi olmayan varlıklara isim vermenin caiz olduğunu
söylemişlerdir. Üstelik bazı hayvanlar belirli bir ismi duya duya, o isim
söylendiğinde zamanla onu diğer isimlerden ayırır.
5- Yol arkadaşlarından; saygı duyulan veya bereketi umulan yahut
da söz konusu mesele ile ilgili hüküm vermesi beklenen kişi gaip olduğunda yani
hazır olmadığında onun payı kendisine verilmek üzere saklanır.
6- Devlet başkanı, bir yarar söz konusu olduğunda kendisine
bağlı kimseleri bölüklere ayırabilir.
7- Savaşlarda casus kullanmak caizdir.
8- Gerek yakın gerekse uzakta bulunan kimselerden bir şahsa
selam götürmek caizdir. Bu hadis, kendisine selam verilen kimsenin buna
karşılık vermeyi terk edebileceğini göstermez. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem selama karşılık vermiş olmakla birlikte, bu husus hadiste yer almış
olmayabilir. Hadiste bunu reddeden bir durum yoktur.
9- Av hayvanını öldürmek onu boğazlamak yerine geçer.
10- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde sahabenin
ictihadda bulunması caizdir. İbnü'l-Arabî şöyle demiştir: Bu, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in bulunduğu bir yerde ictihadda bulunmak değil, ona yakın
bir yerde iken ictihadda bulunmadır.
11- İki müctehid,
ictihadları sonucunda farklı hükümlere ulaşsalar bile her biri kendi ulaştığı
hükümle amel eder. Hiçbirisi bu sebeple kınanamaz. Çünkü hadiste "bunu
yapmamız eleştirilmedi" denilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki bu hayvanı
yiyen, hayvanın aslen mubah olmasından hareket etmiş, yemekten uzak duran da
sonradan meydana gelen durum, yani ihramdan hareket etmiştir.
12- Deliller çeliştiğinde
nassa başvurulur.
13- Av esnasında atı mahmuzlamak,
14- Tümsek mekanlarda av yapmak,
15- Atlı kimselerden av sırasında yardım istemek,
16- Yolculuk sırasında yanında azık taşımak,
17- Yolculuk sırasında dostlara ve yol arkadaşlarına yumuşak
davranmak,
18- Hükmü hikmeti ile birlikte açıklamak caizdir. Nitekim Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Bu, Allah'ın size yedirdiği bir
yiyecektir" sözü bunu gösterir.
Ek bilgi: İhramlının av hayvanını avlaması caiz değildir. Ancak hayvan
saldırıda bulunur da kendini korumak için öldürürse bu caiz olur. Bu durumda
kendisine tazmin gerekmez.